0 554 292 59 61
tren
Sosyal Medya Hesaplarımız

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (Tck 299) Yargıtay Kararları

12 Temmuz 2019
7 kez görüntülendi

Cumhurbaşkanına “Hırsız, Katil, Yezit” Demek Suç mudur?

Sanığın yukarıda belirtilen tarihlerde kendi facebook sayfasında aynı suç kastıyla ve birden fazla kez Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kastettiği açıkça anlaşılacak şekilde; katil, yezit, hapisten korktuğu için zulmeden, teröristleri besleyen gibi doğrudan Cumhurbaşkanını halk nezdinde küçük düşürücü, onur ve saygınlığını zedeleyici, isnatlarda bulunmak suretiyle AİHS ve hukuk düzenimizin koruduğu düşünce özgürlüğü kapsamında kalmayan, anlam ve içerik derinliğinden yoksun, sloganik tarzda aşağılayıcı ve hakaret kastıyla söylenmiş paylaşımlardan ibaret sanığın eyleminin Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden, 5237 Sayılı Kanun’un 299/1-2, 43/1 maddeleri uyarınca sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken beraat kararı verilmesi isabetli değildir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar: 2017/4807).

Sanıkların söyledikleri sabit olan “hırsız, katil …” şeklindeki sözlerin incitici, küçük düşürücü ve Cumhurbaşkanın toplum içindeki saygınlığını zedeleyici mahiyette olması nedeniyle hakaret vasfı taşıdığı gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar : 2016/3618).

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Aleniyet Unsuru

Aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, aleniyet unsurunun oluşmayacağı baro odasındaki sözleri nedeniyle sanık hakkında cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen TCK”nın 299/2. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 9. Ceza Dairesi – Karar: 2014/8838).

Zincirleme Şekilde Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu

Olay tutanağı, CD inceleme tutanağı, sanık savunması ve tüm dosya kapsamına göre; asılsız ihbarı nedeniyle bulunduğu yere gelen kolluk görevlilerinin sanık hakkında işlem yapmak istemeleri üzerine, sanığın önce olay yerinde, akabinde doktor kontrolüne götürülürken polis aracında ve en son olarak da polis merkezine getirildiğinde hakaret içeren sözleri sarf etmesi şeklinde gerçekleşen olayda, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı suçun birden fazla işlenmesi nedeniyle TCK”nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin tatbiki gerektiği gözetilmeden yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile alt sınırdan ulaşılarak ceza tayin edilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar : 2017/4463).

Aynı konu ile ilgili aynı gün içinde kısa zaman aralıklarıyla attığı tweetlerle Cumhurbaşkanına hakaret içeren sözler sarfeden sanığın eyleminin tek suç oluşturduğu ve alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gerekirken zincirleme suç olduğunun kabulü ile TCK’nın 43. maddesinin uygulanması hukuka aykırıdır (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar : 2016/3475).

İnternetten Facebook Üzerinden Cumhurbaşkanına Hakaret

Sanığın facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde kendisine ait hesap üzerinden Cumhurbaşkanı hakkında “…onbir yıldır hep çaldım yine çalarım”, “rüşvetimi alır yaşarım”, “evde istiflemişim bir kaç milyar dolar onları sıfırlayacak .. gibi bir oğlum var”, “ulusum korkma pensilvanyadaki canavar, çalsa da bir bildiği vardır diyen seçmenim var” şeklindeki herkese açık olarak yazılar paylaştığı anlaşılmakla, sanığın eylemi TCK”nın 299/1-2 maddesindeki şekli ile Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturmaktadır (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar : 2017/953).

Cumhurbaşkanının Kaçakçılık Yapanlara İzin Verdiğini Söylemek Suç Değildir.

Cumhurbaşkanına hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Kaçak akaryakıt taşımakta iken yakalanan sanığın, kolluk görevlilerine kızarak ve kaçakçılıkla mücadele görevi bulunan kamu görevlilerini kastederek Cumhurbaşkanının da kaçakçılık yapanlara izin verdiği yönündeki tehevvüren söylediği sözlerin demokratik toplumun temel esaslarından hoşgörü kapsamında değerlendirilebilecek ağır eleştiri niteliğinde kaldığının kabulünde zorunluluk bulunduğundan unsurları itibariyle oluşmayan müsnet suçtan beraati yerine yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar : 2017/3518).

Kovuşturma İzni Alınmayan Konudan Yargılama Yapılamaz

Sanık hakkında TCK”nın 299/3 maddesi uyarınca “bu soysuz kaşıkla veriyor kazanla geri alıyor bunun nasıl bir mahluk olduğunu anlayan var mı” şeklindeki sözleri için kovuşturma izni verildiği, zincirleme suç hükmünün uygulanmasına esas alınan sözlerle ilgili kovuşturma izni verilmediği gözetilmeden ayrıca, kovuşturma izni verilmeyen 04 Şubat 2015 tarihli “evet tayip paralel yapı paralel yapı diyordun içinde tansu çiller ve sen de varsın o zaman hadi buyur kendinide sorgulatsana yok yok bunlar montajdır” şeklindeki paylaşımların ne surette hakaret suçunu oluşturduğu tartışılıp değerlendirilmeden TCK”nın 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar : 2016/3847).

Gazetecilik ve Basın Yayın Yoluyla Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu

Suçlama konusu edilen yazının kendisi tarafından yazıldığını, yazının çeşitli yerlerinden alıntılar yapılarak suçlama yapıldığını, yazının başlangıcında iktidarı sorumlu gösterdiğini, ayrıca Mehmet Akif”in örtünme ile ilgili şiirinden alıntılar yaptığını, yazının Yargıtay”da görülen bir dava sırasında, Ankara Belediyesinde çalışan başörtülü bir bayanın tanık olarak ifade vermek istemesi üzerine başörtüsü nedeniyle salondan çıkartılmasına dayalı güncel bir yazı olduğunu, “inandığımız gibi yaşama hürriyetimiz yok” şeklindeki ifadenin bir ironi olduğunu, kendisini ve iktidarı suçlayıp eleştirdiğini, Cumhurbaşkanı S … ‘yi, devlet iradesinin parçası olarak gördüğü bir toplantıda Anayasa fırlatması ve benzeri davranışları nedeniyle dile getirdiğini, kına yakmak deyiminin, mutlu olmak, sevinmek anlamında olduğunu, ancak argodaki kullanımın küfür olduğunu, argo dışında kullanımın söylediği şekilde bulunduğunu, kutsamak, takdis, düğün, bayram, mutluluk ifade ettiğini, kendisinin de genel anlamda kullandığını, S …‘ye yaptığından memnun musun, mutlu musun, anlamında kullandığını, devam eden cümlede de bu durumun açıklandığını, herkes için özgürlük ve adalet istemi ile iyi niyetini göstermiş olduğunu, Cumhurbaşkanlığı sıfatı veya makamını hedef almadığını, kullanmadığını, S …‘yi kişisel olarak eleştirdiğini, yazıda kamu zararının def edilmesinden söz ettiğini, bunun da kamu yararı bulunmadığı şeklindeki iddiayı tekzip ettiğini, Yargıtay”da yaşanmış bir olaydan hareket edildiğini ve sorunun halen devam ettiğini, bu haliyle güncel olduğunu, gazetecilerin genişletilmiş özgürlüğü bulunduğunu, normal olarak sıradan bir yurttaşın söylediği bir söz suç oluşturabilir iken, aynı sözün gazeteci tarafından söylenmesin in suç oluşturmayabileceğini, keza herhangi bir insana söylendiğinde suç oluşturan bir sözün başbakan veya cumhurbaşkanına ya da herhangi bir kamu otoritesine söylenmesin in suç oluşturmayabileceğini, gazetecilerin genişletilmiş özgürlükleri, kamu otoritelerinin genişletilmiş tahammüllerinin olması gerektiğini, hakaret kastıyla hareket etmediğini belirterek, kına yakmak deyiminin kullanıldığı yazı örnekleri ile yargısal kararları savunma dilekçelerine eklemiştir.

Yazının tarihi dikkate alındığında, söz konusu tarihte Yargıtay”da icra edilen bir duruşmada türban nedeniyle meydana gelen olayları yazarın kendi bakış açısıyla değerlendirdiği ve bu haliyle yazıda güncellik unsurunun gerçekleştiği ve yazarın dünya görüşü açısından sorun olarak gördüğü hususlardaki görüşlerini açıklamasında kamu yararı bulunduğu da kabul edilmiştir. Ancak suça konu yazıda, “S … kına yaksın otursun”, “Çankaya”daki adam akıl almaz uygulamaları ile toplumsal barışı dinamitleyen uygulamalara öncülük ediyor” sözcükleri yazıda kullanılması zorunlu olmayan ve düşünce açıklamaları şeklinde de kabul edilemeyecek olan ifadelerdir. Sanık Cumhurbaşkanını halk nezdinde küçük düşürücü, onun onur ve saygınlığını zedeleyecek ifade ve isnatlarda bulunmakla, atılı suçu işlemiştir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – Karar : 2009/253).

Emekli Cumhurbaşkanına Hakaret Halinde TCK 299 Uygulanamaz

Şüphelinin “hükümlülerin iznini kullanmasındaki prosedür ile ilgili olarak (olay tarihinde Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı olan) mağdur Abdullah Gül”e mektup yazdığını, ancak cevabın olumsuz geldiğini” söylediği, şüphelinin daha sonra bir anda “… senin ananı avradını sinkaf edeyim” diyerek mağdura …‘e hakaret ettiği “ iddiası ile cezalandırılması istemi ile iddianame düzenlenmiştir.

TCK”nın 299. maddesinde düzenlenen suç, Cumhurbaşkanına karşı hakaret eyleminde bulunulmasıyla oluşacağından, eylemin Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan kişiye karşı işlenmiş olması gerekir. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı görevi sona erdikten sonra bu görevle ilgili olarak hakaret edilse dahi, TCK”nın 299. maddesi uygulanamayıp, TCK”nın 125, 130. maddelerindeki hakaret suçlarını oluşturacaktır.

TCK”nın 125. maddenin birinci fıkrasında ise suçun temel şekli, üçüncü fıkrasında ise nitelikli halleri düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 131/1. maddesi uyarınca, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret dışında kalan hakaret suçlarının takibi şikayete bağlıdır.

Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunda ise, hakaretin yalnızca görevin yerine getiriliş biçimiyle ilgili olması şart değildir. Hakaret, kamu görevlisinin görevine veya görevin yerine getiriliş biçimine yönelik olabilir. Herhangi bir kamu görevine karşı duyulan düşmanlık sebebiyle o görevi ifa eden veya etmiş olan görevliye hakarette de illiyet bağının varlığının kabulü gerekmektedir. Ayrıca TCK”nın 299. maddesinden farklı olarak, görevin yapılması sırasında veya yapılmasından sonra görev nedeniyle işlenen hakaret ile TCK”nın 125/3-a. maddesinde düzenlenen suç oluşabilir.

Belirtilen nedenlerle, mağdurun suç tarihinde kamu görevlisi olmadığından, eylemin TCK”nın 125/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceği, bu suçun takibinin şikayete bağlı olduğu, mağdurun beyanı alınarak sonucuna göre işlem yapılması gerektiği yönündeki iddianamenin iadesi kararı ve dolayısıyla bu karara karşı yapılan itirazı inceleyen merciin verdiği ret kararı hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar : 2017/987).

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunda Matufiyet

Kendisine ait facebook hesabı üzerinden “ tutuklu polislerin tamamı tahliye olduğuna göre demek ki neymiş bu devleti sülük misali emenler paralelciler dediğiniz insanlar değil paralı ellermiş ALLAH’IN İZNİYLE GELİYORLAR KORKMA TİTRE…” şeklinde yazılar paylaşan sanığın eyleminin Cumhurbaşkanına yönelik olmaması karşısında hakaret suçunu oluşturmamakla birlikte FETÖ/PDY terör örgütünün propagandası suçunu oluşturup oluşturmayacağının tespiti bakımından, sanık hakkında anılan örgüt nedeniyle açılmış bir dava olup olmadığının araştırılması, halen derdest bir dosya bulunması halinde dosyaların birleştirilmesi, açılmış bir dava bulunmaması halinde dava açılmasına tevessül edilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar : 2017/4964).

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Ziyaretçilerimiz tarafından yapılan yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZIN

Bu konu hakkındaki görüşünüzü belirtmek ister misiniz?